Emily’nin başına gelenler için herkes yaramaz köpeği suçladı. Ama topa basarak merdivenlerden düşen Miss Emily bunun bir kaza olmadığına, akrabalarından birinin kendisini öldürmek istediğine inanıyordu.
17 NisanÂ’da Hercule PoirotÂ...
Taha Akyol’un "Ama Hangi Atatürk" (Doğan Yayıncılık) kitabı medya dünyasında şenlik fişekleriyle karşılandı. Köşe yazıcıları kitabı öve öve bitiremediler. Gazeteler, televizyonlar yazarla söyleşi yapmak için sıraya girdiler....
|
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Â'Â...Türklerin eski ÅŸaman törenlerinde, bir ip üzerine asılmış gök (yeÅŸil), kırmızı, sarı ve beyaz bezlerin ÅžamanÂ'a gök yolunu gösterdiÄŸine inanmaları da, yeÅŸil renk ile, beraberindeki kırmızı, sarı ve beyaz renklerin Türk inanç ve geleneklerinde nasıl yaygın bir yer tuttuÄŸunu göstermesi bakımından kayda deÄŸer. Bu münasebetle onların yön belirtmede yeÅŸil rengi doÄŸunun sembolü olarak kullandıklarını hatırladıktan sonra, kendi doÄŸularında kaldığı için ÇinÂ'in sarı veya mavi ırmak olarak adlandırılan ırmağına Yaşıl Öğüz (yeÅŸil öz = yeÅŸil ırmak) dediklerini de kaydedelimÂ...Â' Â'Â...Sarı, kırmızı ve yeÅŸil renkler, köklerini en eski Türk inanışlarından alarak, asırlar boyu Türklerin dinî, manevî ve giderek de millî hayatlarında çok yer tutmuÅŸ ve önem verilmiÅŸ renklerden olmuÅŸtur. Bu renklerin üçünün birden Göktürkler zamanından baÅŸlayarak Türklerde beyler zümresinin raÄŸbet ettiÄŸi üçlü olarak yer aldığı görülmüştür. Aynı üç rengin Büyük Selçuklulardan Osmanlı DevletiÂ'nin sonuna kadar devleti yönetenleri temsil eden sancak ve bayrak renkleri olarak kullanıldığını tespit ettik. Aynı renklerin Günümüz Türk DünyasıÂ'nda Saha (Yakut)Â'lardan Hakaslara, Kırgızlardan Özbeklere, Azerîlere ve Türkiye Türklerine kadar yaygın bir ÅŸekilde kullanıldığını gözledik. Yani, tıpkı Nevruz Bayramı gibi, sarı, kırmızı ve yeÅŸil renkler üçlüsünün, yüzlerce yıldır Türk manevî ve millî hayatının, kısaca Türk kültürünün temel unsurlarından olduÄŸu, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak tarzda ve açık bir biçimde ortaya çıkmıştır. Bu, fevkalâde önemli bir noktadır. Çünkü, millî kültür deÄŸerlerinin, o deÄŸerleri paylaÅŸan, o deÄŸerleri ortaklaÅŸa yaÅŸayan insanları bir araya getiren, insanları benzeÅŸtiren, aynılaÅŸtıran ve kısaca millet haline getiren deÄŸerler olduÄŸu bütün dünyada bilinen ve ÅŸaÅŸmaz bir kıstastır. Bu yüzdendir ki, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük önder Atatürk Â'Aynı kültürden olan insanlardan oluÅŸan topluma millet denir dersek, milletin en kısa bir tanımını yapmış oluruzÂ' diyordu. Yine Atatürk bunun içindir ki, Â'Türkiye Cumhuriyetini kuran Türkiye halkı Türk milletidirÂ' demiÅŸ; bu konu ile ilgili bir görüşünü de, Â'Diyarbakırlı, Erzurumlu, Vanlı, Trabzonlu, Ä°stanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep aynı ırkın evlâtları hep aynı maddenin cevherleridirlerÂ' ÅŸeklinde ifade etmiÅŸtirÂ...Â'
(Tanýtým bülteninden)
Bu kitaba video yüklemek ister misiniz?
Bu kategorinin çok satanlarý
       |
Bu kategorinin ilgi görenleri
     |
Bu kitabý alanlar bunlarý da aldý
       |
Selanik’ten İzmir’e, 1881-1923 yılları arasındaki bir döneme odaklanarak, Mustafa Kemal ve Zübeyde Hanım’ı anlatan bir roman. Mustafa Kemal’in nasıl bir çevrede doğup büyüdüğü, ail..
RSS 
