|
|
Su istemiyorum. Bana nereden anladın gibi salakça bir soru sorma! Yatağımdan kalk. Giyin ve çık buradan. Kapı sesi yapıp, çıkmış süsü verip beni içeride de bekleme sakın. GitÂ...Â' Selim yirmi saniye kadar kıpırdamadı. Belgin'in dediklerini yapmakla, kalıp açıklamalar yapmak arasında gidip geliyordu. Ama onu tanıyordu. Bu ses tonu ve kesik ifadelerle konuÅŸtuÄŸunda söylediÄŸi ÅŸeylerin yapılması gerekirdi.
Başka bir şansı yoktu ama bu sefer durum farklıydı. Çıkarsa bir daha giremeyecekti bu kapıdan. Belgin'i tümüyle kaybedecekti. Sokakta karşılaşan insan sürüsünden iki kişi haline geleceklerdi. Hatta belki karşılaşmayacaklar, sadece yan yana geçeceklerdi kalabalığın içinden. Bundan sonra Belgin'in teni, sesi, gülüşü olmayacaktı hayatında. Zorlandığı ama hastalıklı bir şekilde bazen özlediği açmazları ve hüzünleri de olmayacaktı. Kaybetmişti.
Su ısıtıcısının sesini duydu. O bunları düşünürken Belgin kalkmıştı yanından. Kalçalarının izi duruyordu çarÅŸafta. Dokunmak istedi oraya, elini gezdirmekÂ... Birazdan uçacak olan sıcaklığını son kez hissedebilmekÂ... Ama bunu bile yapmaya korktu. Gizli bir ÅŸey yaparken her an annesinin oda kapısında belirebileceÄŸinden korkan küçük bir oÄŸlan çocuÄŸu gibi korktu. Sonra bir anda avuçlarının içine alıp sıktı çarÅŸafı. Sımsıkı sıktıÂ...
(Tanýtým bülteninden)
Bu kitaba video yüklemek ister misiniz?
Bu kategorinin çok satanlarý
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Bu kategorinin ilgi görenleri
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
Bu kitabý alanlar bunlarý da aldý
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |