1870'ler Sicilyası, olay mahalli Vigàta kasabası. O zamanlar İtalya'da değirmenler devlet tekelindedir. Tabii değirmen sahipleri de vergi kaçırmanın peşinde. Hal böyle olunca, onlarla birlikte kasabanın bütün eşrafı, avukat, emniyet müdürü ve jandarma komutanı, kısacası bu gelirden çıkar elde edebilecek bütün herkes bir tezgah içindedir. Yeter ki kimse düzeni bozmaya kalkmasın. Dolayısıyla, değirmenlerin denetlenmesi için gönderilen her müfettiş, ya bu çıkar ağı içinde kendi yerini ve payını alır, ya da akıntıya kürek çekmek isterse kendini mezarda buluverir. İşte Bovara Giovanni de, kendisinden önce oraya müfettiş olarak atanıp ikisi de ölen seleflerinin yerine, kendi görev aşkı ve dürüstlüğüyle devletin çıkarlarını savunmaya uğraşan birisidir.

Tabii kahramanımız kasabadaki çarkın içine bir teker sokmaya çalışınca, hemen etrafında bir komplo örülmeye başlanır. Kasabada zaten ilişkiler evlere şenliktir. Hanımlar kasabanın açgözlü papazının kutsal emanetler odasında iş pişirirken, kocalar da hizmetçi yataklarını gözlemektedirler. Düzene uymadığı için çok geçmeden işlemediği bir cinayetle suçlanan Giovanni de, suçsuzluğunu kanıtlamak için at hamlesine başvuracaktır...

Avrupa'da yeni edebi polisiye patlamasının en büyük yazarı olan Camilleri, erotik bir tat da kattığı bu eğlenceli romanında, bir yüz yıl öncesinin karmaşık ilişkileri içerisinden, insan zekâsının ne kadar parıltılı bir kaynak olduğunu gösterir bize.