Tamamen aklını kaçırıp Londra'daki ofisinden çıkıyor, bir trene binip hiç bilmediği bir yere gidiyor. Yol sormak için büyük, güzel bir evin kapısını çalınca iş görüşmesine geldiği zannediliyor ve o evde hizmetli olarak çalışması teklif ediliyor. Tabii ki bu evli çift ev işlerini halletmesi için bir avukatı işe aldığından habersiz. Fakat düşünün ki Samantha fırının nasıl çalıştırılacağını bile bilmiyor. Felaketler birbirini kovalıyor. Samantha çamaşır makinesiyle, ütü masasıyla, deterjanlarla müthiş bir savaş verirken; büyük şeflere özel yemekler pişirmeye kalkışırken tam bir kaos yaşanıyor.
İyi de acaba işverenleri evdeki hizmetlinin başarılı bir avukat olduğunu öğrenebilecek mi? Eski hayatı Samantha'nın yakasını bırakacak mı? Bırakmasa bile, Samantha geri dönmek isteyecek mi? Göreceğiz!
Samantha'ya çabucak kanınız ısınacak ve fazla mesai yapmış okuyucular bu avukatın hayatındaki ilk boş hafta sonunda yaşadığı sevinci çok iyi anlayacak.
-Christian Science Monitor
Sophie Kinsella 'çıtır edebiyatı' oyunlarının zirvesinde. Olay örgüsü hızlı bir tempoda ilerlerken eğlendiriyor ve yazar acayip karakterlerine yeterli ölçüde gerçekçi ayrıntılar eklemeyi başarıyor.
-New York Post