Ona içinde yaşadıkları toplumun neden geri kaldığı sorulduğunda, yavaş fakat kararlı ve yaşlılığın verdiği deneyimle donanık bir ses tonuyla, İngiliz haberciye şunu söylemişti: "Biz yoksuluz, çünkü siz varsılsınız."
Aslında gelişme sosyolojisinde ve ekonomisinde yıllardır ileri sürülen, çok karmaşık bazen ekonometrinin anlaşılmaz hesapları arasında kaynayıp giden kurumlar da, bu yalın gerçeği dile getirmek istiyordu. Ancak hiçbirisi gerçeği bu yaşlı zenci düzeyinde anlatamamıştı. Her ne kadar o, bu ifadeyi başta kendi ülkesi ve genel olarak Afrika kıtası için söylemiş olsa da, sözlerinin arasından, Türkiye'nin içinde yaşadığı gerçeklere ilişkin ben de payıma düşeni almıştım. O andan sonra, çok daha dikkatli ve bilinçli bir şekilde gelişme ve kalkınma kuramlarıyla ilgilenmeye karar verdim. Uygun bir zamanda kullanmak üzere bulabildiğim ve kafamdaki sorulara yanıt olabileceğini düşündüğüm dokümanları toplamaya başladım.
Bu kitap, aslında, söz konusu filmdeki, o hiç tanımadığım yaşlı zencinin bende uyandırdığı hayretin ve merakın bir ürünüdür.