İnsan, aile içinde doğar, büyür ve gelişir. Aşk, evlilik ile İslamiyet’i bu bakımdan birleştirmek istediğimizde, insanın hem ahlaken hem diğer sosyal değerler açısından güzel yetişmesinde aile yapısının kalitesi çok büyük önem arz eder. Aile yapısının kalitesi ise hiç tartışmasız İslamiyet’in anlaşılması ve titizlikle yaşanmasıyla ölçülür. Bu bilinci taşıyan sorumluluk sahibi insanlar, hayatlarının en önemli ve en değerli dönemeci olan “evlilik” bağına İslamiyet penceresinden bakarlar. Öyle ki, toplumun huzuru ailenin huzuruna bağlıdır.

Bugün toplumumuzda huzursuzluk had safhada ise bunun nedeni aile içindeki huzursuzluktur. Ailenin huzursuzluğunun nedeni de şüphesiz, eşler ve anne/baba-çocuklar arasındaki anlaşmazlıklar başta olmak üzere, bu anlaşmazlıkların anlayış ve arzu ile çözümlenmesi yoluna gidilmemesi, problem teşkil eden sorunların gereğinden fazla büyütülmesi sıralanabilir. Bunlar görünür sebepler ise bunun yanında eşlerin yaşam, coğrafi bölge, gelenek farklılıkları da, aile problemleri arasında sayılır. Fakat İslamiyet anlayışını samimiyetle benimseyen eşler arasındaki problemler, kültür farkı dahi olsa kolaylıkla halledilir. Çünkü İslamiyet, bozucu değil, yapıcıdır. Kırıcı değil, yumuşaktır. Bütün bunların içinden de bilginin üstünlüğünün tartışmasız bir zorunluluk, bir fazilet, bir hayat suyu olduğu gün ışığına çıkar.

Bu kitap dinimizin aşka ve evliliğe bakışını, dinin gereği olarak peygamberlerin yapmış olduğu evlilikleri de inceleyerek geniş bir perspektiften değerlendirmektedir. Uzun süredir bu konuda çalışmalar yapan yazarın titiz araştırmaları sonucunda ortaya çıkan bu eser gerçek aşkların ve mutlu evliliklerin yaşanmasına ufacık da olsa bir katkıda bulunacaksa yayınlanma gayesini de yerine getirmiş olacaktır.