Sayyadane Bir Cevelan

Tükendi
Tanzimat sonrası Türk yayın hayatının “hâce-i evvel”i (ilk öğretmeni) Ahmed Mithat’ın bu küçük, ama sevimli kitabı gezi edebiyatının ilk örneğidir. Üstat Orhan Şaik Gökyay’ın dediği gibi kitap, “... yalnız eğlenceli bir gezinin hikâyesi olarak kalmamış, türlü yönlerden okur için yararlı olmuştur. (...) bu türden başka kitapların yazılmasına da yol açmıştır”. Sayyadâne Bir Cevelân, ilk önce Tercüman-ı Hakikat gazetesinde tefrika edilmiş, daha sonra 1891’de kitap haline getirilmiştir. Ahmed Midhat, lâtif bir üslûpla, Beykoz’dan başlayıp İzmit Körfezi’nde sona eren bir kotra gezisini ve ardından Tavşancıl’ın bâkir tepelerinde yapılan bir av partisini anlatır. “Keyfim” adlı kotrayla yapılan bu gezinin dönüş rotasında Ada sahillerinin güzellikleri temâşâ edilir, “büyük mikyasta bir mehtabiye”nin keyfine varılır. İstanbul’un “soylu kibarları”nın daveti üzerine katıldığı bu gezi boyunca Ahmed Midhat, 19. yüzyılın son demlerinde Boğaziçi sahillerini, sahilhanelerini, sayfiyelerinin güzelliklerini yâdeder; bir yandan denizcilik dersleri verir, avcılık serüvenlerini anlatır; bir yandan da İstanbul’un tarihine dair ufak tefek notlar düşer, mitolojik anektodlar nakleder. “Keyfim”le yapılan bu keyifli gezinin -Ahmed Midhat’ın kitaba yazdığı “Önsöz”de belirttiği gibi- “tafsilatı ise aşağıda olduğu gibidir”...
Kategori Anı-Günlük-Mektup
İstanbul Kitapları
Cilt Türü Karton Kapak
Basım Tarihi: Eylül 2001
Basım Yeri: İstanbul
Baskı Sayısı 1
Ebat:
Dil: Türkçe
Kâğıt Türü: 1. Hamur
Sayfa Sayısı: 96
ISBN: 9754709041
Ahmet Mithat Efendi

1844 yılında İstanbul'da doğdu. İlk öğrenimine Vidin'de ağabeyinin yanında başladı ise de okulu yarıda bırakıp İstanbul'a döndü. Mısır Çarşısında bir aktarın yanına çırak olarak girdi. Bu arada özel olarak edebiyat ve Fransızca dersleri aldı. Dört yıl sonra tekrar ağabeyinin yanına Niş'e giderek rüşdiyeyi bitirdi. Midhat Paşa'nın Tuna valiliği üzerine Ruscuk'a giden Ahmet Mithat, Vilâyet Mektûbî Kaleminde ilk memuriyetine başladı (1864). Mithat Paşa kendi adını bu zeki ve kabiliyetli gence vererek ona imkânlar tanıdı. Ahmet Mithat, Tuna gazetesinde 1868'de yazar, bir yıl sonra da başyazar olarak yazmaya başladı.

Bağdat valiliğine getirilen Mithat Paşa, beraberinde Ahmet Mithat'ı ve ağabeyini de götürdü (1869). Zevrâ gazetesinin müdürü olan Ahmet Mithat, burada Doğu ve Batı kültürü ile yoğrulmuş bir çevreyle arkadaşlık etti. İlk kitapları Hâce-i Evvel serisi ile Kıssadan Hisse'yi Bağdat'ta yazdı. Bağdat mutasarrıfı olan ağabeyinin ölümü üzerine İstanbul'a döndü (1871). Ceride-i Askeriye'ye başyazar oldu. Bu arada Tahtakale'de oturduğu evine matbaa kurdu ve kendi kitaplarını basmaya başladı. Bir yıl içinde matbaasını genişleterek önce Sirkeci'ye sonra Beyoğlu'na nakletti. Aynı yıl, arka arkaya kapanan Devir, Bedir ve Dağarcık dergilerini çıkardı. Dağarcık ancak 10 sayı yayınlanabildi. Bu dergide çıkan "Duvardan Bir Sadâ" başlıklı yazısı yüzünden İslâm aleyhtarlığı ile suçlanarak onların içinde yer almadığı halde Genç Osmanlılar'la birlikte Rodos'a sürüldü (1873). Sürgün hayatı üç yıl sürdü. Bu dönemde çocuklar için Medrese-i Süleymaniye'yi kurdu ve burada ders verdi. Ders kitaplarını ve ilk romanlarını yayınlamaya başladı. Ayrıca İstanbul'da çıkan Kırkambar dergisine yazılar gönderiyordu. V. Murad padişah olunca affedilerek İstanbul'a döndü.

Ahmet Mithat Efendi, İstanbul'da Tercüman-ı Hakikat gazetesini çıkarmaya başladı (1878), II. Abdülhamid'den himaye gördü, 1879'da Matbaa-i Âmire müdürü, 1895'te Umûr-ı Sıhhıye ikinci reisi oldu. Çeşitli hocalıklarda bulundu. 1889'da Stockholm'da toplanan Şarkıyatçılar Kongresine katılmak için gittiği Avrupa'da iki buçuk ay kaldı ve dönüşünde gezi intibalarını yayınladı. İkinci Meşrutiyetten sonra emekli olarak Darulfünûn, Medresetülvâizîn ve Darulmuallimâtta genel tarih, dinler tarihi ve felsefe tarihi dersleri okuttu. İstanbul'da öldü. Kabri Fatih Camii hazîresindedir.

Ahmet Mithat Efendi, çağdaşı Tanzimat yazar ve şairlerinden ayrı özelliklere sahiptir. O, II. Abdülhamid'e samimiyetle bağlıydı ve ülkenin buhrandan çıkması için rejim değişikliği düşünmüyordu. Doğu ve Batı medeniyetlerini karşılaştırarak bir sentez yoluna gitmeyi tercih etmiştir. Eserlerinde, konu dışına çıkarak okuyucusunun öğrenmesini istediği meseleleri açmış ve geniş bilgi vermiştir.

Ahmet Mithat Efendi, Türkçenin sadeleştirilmesi taraftarıydı. 1896'da Tercüman-ı Hakikat'ta yayınladığı "Dilde Sadeliğe İltizam Edelim" başlıklı yazısı ile konuya eğilmiştir.

Ahmet Mithat Efendi'nin büyük hikâye ve romanının sayısı 60'ı aşar. Bütün bu eserlerinde Doğu medeniyetinin ahlâk ve geleneklerine bağlı Batı kültürünü benimsemiş olumlu tiplerle, millî örf ve âdetlerimize ilgisiz, Batının yalnız yaşama tarzını benimseyen olumsuz tipler arasındaki çatışmayı sergiler.

Ahmet Mithat Efendi'nin, roman ve hikâyelerinde idealize ettiği tipler, Türk-Osmanlı İslâm düşünce ve hareket tarzının temsilcileri olarak karşımıza çıkarlar.

Kullanıcı Yorumları

Henüz hiç yorum yapılmadı.

Yorum Yap

Yorum yapmak için kullanıcı hesabınızla giriş yapmalısınız!

Giriş yapmak için lütfen tıklayınız.

Yazarın / Kategorinin Kitapları