Bu kitap, lâiklik kavramını yerli yerine oturtması, bu alandaki düşünsel gelişimi ve tarihî gerçekleri birbiriyle ve günümüzle ilişkileri bağlamında yansıtması yönünden, üzerinde durulması gereken bir çalışma niteliği taşıyor.
Burhan Oğuz, Batı kaynaklarına başvurarak lâikliğin evrimini araştırmakla başlıyor çalışmasına.
Gelişmenin ilk aşamasında "Antiklerikalizm" yer alıyor. Antiklerikalizm, dinin düşmanı oluyor; din klerikalizmi doğurmadığı sürece onunla mücadele etmiyor (Türkiye'de din, klerikalizmi yani bir ruhban sınıfını doğurmamıştır).
Bir de "Sekülarizm" düşüncesi var; aklın doğaüstü dünyada değil, sadece tetkik edilebilen deney alanında iş görebileceği sonucuna ulaşıyor.
Burhan Oğuz'a göre burada gözden uzak bulundurulmaması gereken nokta, halk antiklerikalizmidir. Halk edebiyatında bunun pek çok örneğine rastlanıyor. Mustafa Kemal, Aydınlanma hareketinin önderliğini yaparken, halkın aydınlanma yeteneğine dayanıyor.